Din maskeli soygunda yeni bir halka mı? Deniz Feneri ve Kanal 7′ye baskın

Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerden “yoksullara yardım” adı altında dört yıl içerisinde 14 milyon Avro topladığı tespit edilen Deniz Feneri e.V. adlı derneğin bu paranın 8 milyon Avro’sunu Kanal 7Int televizyonuna aktarmasının yankıları sürüyor. Evrensel’e ulaşan bilgilere göre, Kanal 7Int ve Deniz Feneri e.V. arasındaki ilişkiler sarmalının ucu AKP Hükümeti’ne dayanıyor.Gürhan’ın yerine Taşkan

Uzun yıllar Deniz Feneri e.V.’nin başkanlığını yapan Kanal 7Int’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Kanal 7’nin Avrupa Temsilcisi Mehmet Gürhan, dört ay önce görevinden istifa ederek yerine Sancakline Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taşkan’ı getirdi. 2 Aralık’ta Evrensel’de yayınlanan Deniz Feneri Sicil Belgesi’nde dernek başkanı halen Gürhan gözüküyordu.

Daha önce Milli Görüş’e yakınlığıyla bilinen ve Milli Gazete’de bol bol reklamları çıkan Sancakline, Erdoğan ile Erbakan’ın yollarının ayrılması sırasında, Yimpaş, Kombassan ve diğer “yeşil sermaye” grupları gibi Erdoğan’dan yana tavır aldı. O dönemde Sancakline’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı ise şimdiki Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yapıyordu. Yıldırım 3 Kasım’da yapılan genel seçimlerden sonra Ulaştırma bakanı olunca yerine daha sonra Deniz Feneri’nin de başkanı olacak Mehmet Taşkan getirildi.

Her iki kurum da AKP’nin destekçisi…

Elbette AKP de onların destekçisi ve hamisi…
Kanal 7 Avrupa Genel Müdürü Mehmet Gürhan, hisseleri RTÜK Başkanı Zahid Akman’dan almış.
Deniz Feneri ve Kanal 7 birbiriyle bağlantılı… Aralarındaki “bağ”, bir televizyonun, yardımsever bir kuruluşu tanıtmasının ötesinde “akçalı” bir bağ.
Kanal 7Int’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Kanal 7’nin Avrupa Temsilcisi Mehmet Gürhan, zaten uzun yıllar Deniz Feneri e.V.’nin başkanlığını yapmış.
Sancakline adlı şirketin de adı sık geçiyordu bu ilişkilerde. Ve Sancakline’in bir süre önceki yönetim kurulu başkanı da, bugünkü Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan başkası değil… Kanal7’nin müdürüyle Tayyip Erdoğan’ın yanyana çekilmiş boy boy fotoğrafları da yayınlandı gazetelerde..
Bir kez daha açığa çıktı ki; yurtdışında veya yurtiçindeki “yeşil sermaye” soygunu, “islamcı” politikacıların dışında değildir. Onlar hem teşvik ediyor, hem de elde edilen paralardan “teşvik” alıyorlar.
Bu tam bir istismar çarkıdır; insanların dini inançları, yardımlaşma duyguları istismar edilerek döndürülmektedir. Bakın islamcılara; her gün yüzbinlerce gazete bedava dağıtılıyor, dünyanın dört bir yanında okullar açılıyor… Peşpeşe “yeşil” holdingler kuruluyor, daha önce kurulmuş olanlar palazlanıyor..
Fakat bütün bunları mümkün kılan büyük finans kaynakları hep bir “sır perdesi”nin arkasında!
“Sır”, işte bu istismar çarkı’nda. “Sır”, “islami holding”lerle, medya kuruluşlarıyla, AKP arasındaki açığa çıkan ve çıkmayan akçalı ilişkilerde. Sır inançların ve vicdanların sömürülmesinde…
Sır, “yeşil sermaye soygunu” yıllardır sürmesine rağmen, hükümetlerin, polis ve yargının o soygunun üzerine gitmemesinde, insanların soyulmasına seyirci kalmasında, hiçbir hırsızın yakasına yapışmamasındadır. “İslamcı” hırsızlar bu yüzden çok cüretliler!

Türkiye’deki derneğe bağış yapıldı!

Kanal 7’de yayınlanan Deniz Feneri programı üzerinden Almanya ve Türkiye’de aynı isimle kurulan dernekler, halktan “yoksullara yardım” adı altında paralar toplarken her iki dernek arasındaki yasal ilişki ise, özel olarak koparıldı. Logoları ve sloganları aynı olan, aynı program üzerinden propaganda yapan iki “ayrı” dernek arasında ne kadar para akışının olduğu Frankfurt Savcılığı’nın yapacağı inceleme sonucunda ortaya çıkacak.

Baskından sonra bir açıklama yapan Türkiye’deki Deniz Feneri, Almanya’daki Deniz Feneri e.V. ile organik bağlarının olmadığını belirterek kendilerine bağış yapıldığını kabul etti. Yapılan yazılı açıklamada, “Deniz Feneri e.V., çeşitli zamanlarda derneğimize ayni ve nakdi bağışlar yapmış, bu bağışlar, İçişleri Bakanlığı’nın izniyle kayıtlarımıza geçirilerek, derneğimize başvurmuş ihtiyaçlı ailelere ulaştırılmıştır. Deniz Feneri e.V. isimli kuruluşla derneğimizin organik bir bağı olmadığı gibi Almanya’da temsilcilik ya da şubemiz de bulunmamaktadır” denildi.

Açıklamada her iki derneğin de Kanal 7’de yayınlanan Deniz Feneri programı üzerinden bağış topladığına ise bir açıklık getirme ihtiyacı duyulmadı.

Gözaltı süresi uzatıldı

Öte yandan geçtiğimiz çarşamba günü gözaltına alınan Kanal 7Int’in Genel Müdürü Mehmet Gürhan ile Muhasebe Müdürü Firdevsi Ermiş’in tutukluluk süresi iki hafta uzatıldı.

Kaynak : EVRENSEL, http://www.yuruyus.com